Meyve Sinekleri ve İnsanlık
Yaz aylarında sıkça karşılaştığım meyve sinekleri, bilhassa elma, muz ve sirke kokusuna yöneliyorlar. Bu minik yaratıkları her seferinde uzun uzun izlerim ve hiçbirini öldürmeye kıyamam. Eşim ise onları gördüğü an nasıl öldüreceğini ve ortadan nasıl kaldıracağını düşünür. Kendince haklı; mutfağı istila etmelerine fırsat vermiyor. Ancak ben bu duruma oldukça üzülüyorum. Zira yiyecek bulamazlarsa bu sineklerin sadece bir günlük ömrü var.
Meyve sinekleri yumurtadan çıkar çıkmaz bir telaş içine girerler. Hemen yiyecek bulup büyümeleri, ardından eş bulup çiftleşmeleri ve yumurtlamaları gerekir. Tüm bunları bir güne sığdırmak zorundadırlar. Bizim yaşam süremizle kıyaslandığında ne kadar kısa bir zaman dilimi değil mi? Ancak eşim ve onun gibileri bu sineklerin hayatına son vermeye odaklanıyor ve onların yaşamasına tahammülleri dahi yok.
Biz insanların ortalama ömrü 100 yıl civarında. Peki, bu süre, başka varlıkların yaşam süresiyle kıyaslandığında ne kadar kısa kalıyor acaba? Kuran’da geçen bir ayette, “Allah katında bir gün, sizin günlerinize nispetle 1000 yıldır” deniliyor. Bu ifade, varlıkların yaşam sürelerinin ve zaman kavramlarının ne kadar relatif olduğunu gösteriyor.
İnşaAllah Rabbim bize sırtımızda ki bu kadar günah ile daha farklı davranır ve insanların meyve sineklerine olan yaklaşımından daha merhametli bir yaklaşım sergiler. Bu küçük canlıların yaşam mücadelesine biraz daha empatiyle yaklaşmamız, belki de bizim kendi yaşamımıza ve varoluşumuza dair daha derin anlayışlar geliştirmemize yardımcı olabilir.