Ben nerede yaşarşam yaşayayım, her zaman vatanımı özlüyorum. Gerçi pek Türkiye’de yaşamadım ama babam bizi o kadar çok vatan ve bayrak sevgisiyle büyüttü ki.Allah ondan razı olsun.Babamın çoğu akrabalarını görmememize ve tanımamıza rağmen, hepsini tanır ve tüm özelliklerini ve hikayelerini biliriz.Babam tek çocuk olduğu için bizleri sadece çocuğu gibi değil bir kardeşi gibi severdi ve hayatın da ne gördüyse ve duyduysa , buna babasının annesinin tüm akrabalarının anlattıkları dahildi ve hepsini bize aktarırdı bu gurbet elde.Tek korkusu bu anlattıklarının unutulmasıydı.Ben babamın, taa dedelerinden kalma masallarıyla büyüdüm.Babamın her anlattığını küçüklüğümden beri yazardım. Babam benim yazdığımı görünce çok mutlu olur ve daha da detaylı anlatıtdı.Dedem Osmanlı ordusun da kumandan olduğu için çok şehir gezmişlerdi. Dedem’den bana kadar gelen bir özellik olsa gerek, Babam da çok değişik yabancı dili, çok güzel konuşurdu.Babamın en çok önem verdiği şey, Türkçe’yi yabancı kelime içine karıştırmadan konuşmamızdı.Tarih deyince tüm öncelikler yer değiştirirdi. Pazar sabahları kahvaltı da Ural Altaydan çıkardık öğleye doğru Selçuklu devletin de olurduk, İkindi de Osmanlı ve nihayet akşama Türkiye Cumhuriyetini kurardık.Vatanının yemekleri en önemlisiydi.Her Bitkinin neye iyi geldiğini bilirdi.Babam bana vejeteryen olduğum için tüm Türkiye de yetişen otları ve faydalarını ve ne tür yemek yspılabileceğini anlatırdı.Hele kıtlık zamanın da yetişen bir çocuk olarak, yenilemiyen bitkileri dahi yenilebilir hale nasıl getirilir, bana anlatmıştı!Şimdi babamı Rahmetle anıyorum. Türkiye’den getirdiğim minicik İncir fidem kocaman ağaç olup, İncirleri Almanya gibi soğuk bir ülke de büyüyemeden, bu hafta soğuktan yere düşmüşlerdi!Ağacım da benim gibi gurbet elde kök salmıştı ve bu soğuk hava da ezan sesi olmadan ayakta kalmaya çalışıyordu.Küçücük İncirleri toplayıp yıkadım ve Babamın bana öve öve bitiremediği Urfa yöresine ait incir patlağı yemeğini yaptım.Eşim ve çocuklarım ilk defa yediler ve çok beğendiler. Bende onlara babamın ülkesini ve yemeklerini anlattım. Yani Babam beden olarak öldü ama Babasını ve dedelerini yaşatmıştı herzaman.Şimdi ben Anlatıyorum babamı ve dedelerini ve hikayelerini.İnşaAllah benimde çocuklarım torunlarıma anlatır bu anlattıklarımı.Yani biz Almanyaya gelirken, tüm kültürümüzü de getirmişiz ve en azından Bahçelerimizi de Vatanımız da ki bitkilerle şenlendirdip kendimize küçükte olsa bir vatan kurmaya çalıştık.Meyve vermese dahi görüntüsü yeter vatanımdan getirdiğim ağaçlarımın hepsinin.Allah Anneme Banbama ve Ceddime Rahmet etsin İnşaAllah. Hepsini Firdes Cennetin de cem etsin.
F.A.G.#FatmaAfifeGürsoy#Babamın-Hikayeleri
Connect with Us
Social menu is not set. You need to create menu and assign it to Social Menu on Menu Settings.
Kategoriler
- Almanca-Türkçe
- Ana Sayfa
- Basında Fatma Afife Gürsoy
- Fatma Afife Gürsoy Kimdir
- Filipinin Tarihi
- Filipinler
- Gazete Haberleri
- Gazete Makaleleri
- Genel
- Gezileri
- Makamları
- Medyada Ben
- Mindanao Adası
- Moro Savaşçıları
- Musa Baba
- Newsbeat
- Princess Fatma Afife Gürsoy of Keradjaan Buayan Darussalam
- Projeleri
- Şiirleri
- SOSYAL MEDYA YAZILARIM
- Sözlerim
- Sports
- Stories
- Tech
- Televizyon Yayınlarım
- Toplumsal Eleştirileri
- ünvanları
- World